|
İbrahim Malgir: AKP ve AKP’nin Genel başkanı Erdoğan... |
2011-07-20 12:23 |
|
|
Başbakan Receb Taib Erdoğan, sorunlara ve sorunların çözüm yollarına kararlılıkla yaklaşmadığı gibi, tam bir ciddiyetlede yaklaşmıyor ve onun yaklaşım biçimi ise, toplumda ciddi sorunlara neden oluyor. Genel olarak şimdiye kadar gelmiş geçmiş ‘liderlerden’, özünde farklı olmayan sayın Erdoğan, kimseden farklı bir strateji ortaya koymuş bir değil. Süreç bunu gösterdi.
Sayın Erdoğan ‘sokak çatışmalarının’ artığı bir ortam yaratmış, ‘Kürt meselesini bir muğlaklığa’ sürüklediği bir ortam yaratmış, ‘Kürtlerin linçedildiği’ bir otamın yaratıcısı olmuş... ve benzeri ve benzeri. Erdoğan bazı ufak tefek reforumlar yapmış, ama gerek sosyal, gerek ekonomik, gerekse ‘Kürt meselesinde’ yaptığı ‘reforumları’ bile halkın kursağında bırakmıştır. Oysa sosyal, ekonomik ve Kürt meselesinde yapılan reforumlar, devletin kesesinden yapılmış ve devletin onayıyla yapılmış şeylerdir. Kimse cebinden halka herhangi bir bağış yapmış değildir. Halk vergisinin karşılığını alıyor.
Bütün meselelere taktiksel yaklaşan sayın Erdoğan, stratejisini gizlese bile, stratejisinin ‘Türkiye meselelerini çözecek’ nitelikte değil. Herşeyi ‘geciktirme metodunu’ güden politikası, insanları gerilime sokmakta ve sokak çatışmalarının yanında, polisle çatışma ve ve benzeri şeyleri yaratmıştır. Haberler hemen hemen aynı şeyleri tekrarlar hale geldi.
Silvan’daki son çatışmanın yaratıldığı ortam ve bunun insanlar üzerinde yaratılan psikoloji, gerilimi artırmış ve iç çatışmaları artırmıştır. Bunun sorumlusu bizzat hükümet ve sayın başbakan Erdoğandır. Devleti yönetme yetkisine sahip hükümet, vazifelerini yerine getirmemektedir. Bu nedenle “Kürt Kardeşlerimle problem yok...” diyorsa ve ‘kürt meselesinin çözümünü’ geciktriyorsa, sorunlar elbetteki dahada büyür.
Politikacıların sorunlara yaklaşımı, işi çözümleyici değil. Hükümetin politikası, muhalif politikacıları provoke eden, onları zor durumda bırakan ve onları karıştıran bir politikadır. Böyle bir politika Türkiye’yi kısmi demokrasiden bile uzaklaştırıp, bir ‘dikta’ rejimine sürükleyebilir. Zaten Türkiye’nin geldiği ve sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiğide odur. Türkiye’de demokrasi, ifade özgürlüğü sorunu vardır, basında ve yayında önemli sorunlar vardır. Ordu kendi vatandaşlarıyla çatışma halindedir ve onu bu duruma sokan yanlış bir politika vardır. Polis sokakta halkla çatışma halindedir. Ve bütün bunların sorumlusu, hükümettir. Hükümetin varsa eğer, sorunlara yaklaşımındaki stratejisi ve taktiği, yanlıştır. Hükümet bugünkü politikasını değiştirmek zorundadır. Yoksa şunu unutmayalımki, çoğunluğun oylarını almak, herşeyin çözümü değildir, mesela Sadam ve Evren ve diğer diktatörlerin hepsi %90’ların üstünde halkın oyunu aldılar, ancak çoğunluğun oyunu almak, her zaman çözüm değildir.
Muhalefeti ezip geçenler ve muhalefeti hiçe sayanlar, demokrasiyi kavramış olamazlar. İYİ bir MUHALEFET’TEN yoksun olan bir hükümet, kötü bir HÜKÜMET’TİR...
2011-07-18 |
|