|
TEŞEKKÜRLER SAYIN ONUR ÖYMEN |
2009-11-24 14:11 |
mediakurd.com info@mediakurd.com |
|
Diplomat, politikacı, sosyal demokrat, cumhuriyetci, özgürlükçü, aydın, entellektüel, kibar insan, sayın Onur Öymen size teşekkür ediyorum. Spas be, sevgili Öymen spas be.
Çünkü gerçek Kürt açılımını siz yaptınız. Meclisteki konuşmanız, daha sonraki demeç ve görüşleriniz, CHP’nin sizi desteklemesi hem Türk solu hem de Kürt sorunu ve açılımı konusunda olumlu bir milattır. Siz AKP’nin açılımını gölgede bırakacak açılımlarda bulundunuz. Bir iki cümleyle tüm açılımların anasını ağlattınız ve bizi de rahattattınız(!) Katliamı, idamları, şiddeti, baskıyı, zülmü, sürgünleri, mecburi iskanları inkar etmeyi iki cümleyle çürüttünüz. Kürtler de zaten bu güne kadar sizin dediğiniz şekilde davrandığınızı söylüyordu ama siz cumhuriyetçiler kabul etmiyordunuz. Hep, sizin bugün bir kere daha tekrar edilmesinde sakınca görmediğiniz uygulamalar inkar ediliyordu. Sonunda sizin gibi dürüst ve açık sözlü bir politıkacı çıktı ve hem de demokrasinin sembolü kabul edilen TBMM’ de geçmişte ne yaptıklarını ve bundan sonra da ne yapılması gerektiğini çatır çatır söyledi. İnanın gerçeklere uyan şeyler söylediniz; sadece anaları değil tüm halkı şiddetle ağlatmıştınız. İşte öyle; geçmişte Kürt halkına karşı neyi nasıl yaptığınızı ve şimdi neyi nasıl yapmak istediğinizi çok güzel bir şekilde dile getirdiniz. İnkar etmeye son verdiniz. Ve yapmak istediğinizi mertçe savundunuz. Özgürlük, bağımsızlık, hak, hukuk, adelet için mücadele veren Kürtlere karşı geçmişte nasıl davrandığınızı ve bundan sonra da nasıl davranmak istediğinizi çok samimi bir şekilde ve demokrasinin sembolü olarak gördüğünüz Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getirdiniz. Ve sosyal demokrasinin siyasi temsilcileri, cumhuriyetçiler, laikler, Atatürkçüler tarafından hararetle, şiddetle alkışlandınız.
Evet, Atatürk ve arkadaşları sizin dediğiniz gibi yapmıştı, ve size göre haklıydılar. Öyleyse siz de öyle yapmalıydınız. Böylece ne kadar cumhuriyet, demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık yandaşı olduğunuzu gösterdiniz. Sizin o ifadeleriniz, demokratların ve özgürlük, bağımsızlık yandaşı olduğunu söyleyen; insan haklarını, ulusların bağımsızlığını savunan aydın insanların söylemlerine tıpa tıp uyuyor. Onun için size teşekkür ediyorum sayın politikacı, demokrat, özgürlükcü, kibar ve beyefendi insan. Özgürlükten, demokrasiden, halkların bağımsızlığından, barıştan, kardeşlıkten yana olan kibar insanlar nasıl konuştuysa sizde aynen öyle konuştunuz. Bize demokrasi dersi verdiniz!
Sağolun, varolun...
İnanın, Kürtler size ne kadar minnet duysa azdır. Çünkü siz Kürtlere bir kere daha Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüne uygun olarak yurtta sulhu nasıl sağladığını, haklı olarak övüne övüne bir kere daha hatırlattınız o uslanmayan ve özgürlük, bağımsızlık, demokrasi, barış isteyen Kürt halkına. Ve Atatürkçü olduğunuz için aynı yöntemlerle yurtta sulhu sağlamanız gerektiğini insancıl, kibar ve beyefendi gönünümünüze uygun olarak dile getirdiniz. Savaşa, şiddete, baskıya, zülme, işkenceye, sürülmeye karşı kıbarlığınıza uygun bir tavır içinde olduğunuzu göstermekle ne iyi ettiniz. Sizi Hitler’e benzetenler halt etmiş(!) Düşünceleriniz örtüşse de Hitler hiç bir zaman sizin gibi kibar ve beyefendi olamadı.
Sonra aklıma sizin gibi müthiş ve şiddetli bir Atatürkçü daha geldi. O da sizin gibi düşünüyor. Çünkü o da sizin gibi Atatürkçülüğüyle ve Atatürkçü yöntemleri uygulamakla övünür. Evet, Kenan Evren! Ne demişti? “Asmayalım da besleyelim mi?” Sizce Atatürkçülüğünüzün yanı sıra Kenan Evren’le başka benzerlikleriniz var mı? Bence çok az bir benzerlik var. Birisi düşüncelerini bir çok cezaevinde olduğu gibi en kahramancasını Diyarbakır cezaevinde uyguladı; ancak siz daha uygulama fırsatı bulamadınız.
Sayın Onur Öymen, daha sonra yaptığınız konuşmalarla TBMM’ de yaptığınız konuşmanın arkasında durarak hem bir dürüstlük örneği verdiniz, hem de kendinizin, ve partinizin demokrasi, özgürlük, insan hakları, şiddet, zülüm, baskı ve Atatürk’ün yaptıklarıyla ilgili olarak düşüncelerinizi çok net ve açık bir biçimde dile getirdiniz. Sevindirici olan şey şu: Siz, TBMM’de yaptığınız konuşmanın arkasında durarak bu konuşmanın kimilerinin dediği gibi bir gaf ya da boş bulunma olmadığını gösterdiniz. Bu anlayışın sizin ve partinizin inkar edilen ama kemikleşmiş bir politikası olduğunu gösterdiniz.
Teşekkürler Sayın Onur Öymen, teşekkürler... Siz, Türkiye’de sosyal demokratım diyen CHP’li ve benzeri politikacıların beyin görüntülerini bize üç boyutlu olarak gösterdiniz.
Bize, sosyal demokrat partinizle birlikte, bir kere daha bu ülkenin sosyal demokratlarına özgü olarak sosyal demokratların, solcuların, aydınların, entellektüellerin, barıştan yana olanların, şiddet ve zülüm karşıtı olanların nasıl davranması gerektiği konusunda demokrasi, barış ve kardeşlik dersi verdiniz. Ne diyeyim, yolunuz açık olsun!
Türkiye Cumhuriyetinin yaklaşık seksen yıllık Kürt politikasını, Atatürk’ü ve onun özgürlük anlayışını, Cumhuriyet Halk Partisinin demokrasi, özgürlük ve insan hakları politikasını çok net ve açık bir biçimde dile getirdiniz. Daha doğrusu çok güzel özetlediniz. Cumhuriyet, özgürlük, demokrasi, bağımsızlık, eşitlik, barış, kardeşlik sevdalısı insanların sizin açılımınızdan çıkaracağı çok dersler olduğunu düşünüyorum. Konuşmanız, okullardaki, üniversitelerdeki insan hakları, bireysel hak ve özgürlükler derslerinde örnek gösterilecek nitelikte. Teşekkürler Sayın Öymen.
Evet özetlediniz, Kürtlerin yıllarca anlatmaya çalıştığı ama sizin kararlı ve acımasız bir biçimde uyguladığınız ve uygulamak istediğiniz şiddeti, baskıyı, zülmü sonunda bir kaç cümleyle öylesine özetlediniz ki tüm Kürtler size minnet duymalı. Çünkü yaptıklarını ve daha da ne yapmak istediklerini bu güne kadar kimse bu şekilde samimi ve açık yüreklilikle dile getirmemişti. Bu işler hep önemli toplantılarda ‘çok gizli’ şifresiyle yapılırdı. Bu kez kralın çıplak olduğunu bir çocuk söylemedi. Kralın çıplak olduğunu her nasıl olduysa kralın yaverlerinden biri söyledi. Hem de kralın çıplaklığından övgüyle söz ederek. Ve de kral çıplak olduğu için herkesin çıplak olması gerektiğini savunarak.
Savaş, şiddet ve zülüm konusunda sizin ve sizin gibi düşünenlerin yolu açık olsun! İyi savaşlar,iyi baskılar, iyi zülümler,iyi köy yakmalar, iyi mecburi iskanlar, iyi askeri güçler, iyi cumhuriyetler, iyi üniter devletler; kibar ve beyefendi, aydın ve entellektüel, diplomat ve politikacı sayın Onur Öymen.
Ha unuttum...Ayrıca ve özellikle Atatürkçülüğünüz, cumhuriyetçiliğiniz, demokratlığınız, özgürlükçülüğünüz, eşitlikçiliğiniz ve üniter devletçiliğiniz adına, anaları, bacıları, eşleri, çocukları daha çok ağlatmanız için uzun ve başarılı siyasetler diliyorum.
Nuri Çelik |
|