|
Nezir Akat: Ulus ve çözüm araştırması-3 |
2009-07-10 10:18 |
Nezir Akat info@mediakurd.com |
|
Bölum III-DANİMARKA Danimarkalıların aslı Danlar olan denizcilik yapan ve Danimarka´nın bugünkü topraklarında yaşayan halkın adından gelmedır. DAN-MARK yani DAN-TOPRAK´ları anlamına gelir.
Danlar Sveaların -İskandinav halkının asıl adı-bir kolu olarak Danimarkaya önce bir aşiret gibi yerleşmeye çalışmıştır. Daha sonra da bir halk olarak ortaya çıkmıştır. İlk olarak danmark adı Arkebiskop Ansgars mektuplarında 834-865 yılları arasında rastlanır. 885 lerde Vikingler döneminde büyük bir iktidar olarak varlığını sürdürdü. Bu tarihten başliyarak İsveç, Norveç, Gotland ve Ingiltere´nin bir kısmı ile Almanya´nın bir kısmını hakimiyetıne aldı. 1397 de bugün Isveç´in bir kenti olan Kalmar da kalmar birliği adı altında kuzey ülkeleri birliğini kurmaya çalıştı.
Bu birliğin liderliğini Kraliçe Margareta ve üvey oğlu Erik yapıyordu. Fakat bu uzun sürmedi. İlk olarak Isveç ayrılığını ortaya koyarak Krallığını Gustav Vassa önderliğinde ilan etti. Blekinge, Skåne, Halland bölgeleri Isveçe bağlılıklarını ilan ettiler. Danimarka´ya karşı yeni bir güç oluştu, 1814 te Norveç de Danimarkadan ayrılarak İsveç ile birlik ilan etti. O zamana kadar Norveç ile birlıkte olan Far adaları , Island ve Grönland Danimarkaya kaldı. İsland 1944 te bağımsızlığını bir cumhurıyet olarak ilan etti. Zamanı gelmişken değinelim: Kuzey ülkeleri arasında cumhuriyet olan iki ülke vardır Finlandiya ve İsland. Diğer ülkeler İsveç, Norveç ve Danimarka kraliyet ile yönetilen demokratık parlementer ülkelerdır.
Vikingler, Danimarkadan milleten sonra 700 den 100 yıllara kadar talan ve savaşlarıyla Avrupanın bir çok yerini işgal etti ve Danimarka´nın gelişmesine olanak sağladı
710 yıllarında kurulan imparatorluk 980 lı yıllarda alman misyonerlerın etkisiyle hiristıyanlığı kabul ederek eski kuzey mitolijisınden vazgeçti.. Bu olay Roma imparatorluğun da desteğini kazandı. Roma tarihin hiç bir döneminde Danimarka ile ticaretın dışında Danimarkaya hakim olamadı.
Danimarka hiristiyanlığı kabul etmesinden sonra iktidar Kilise ile Kral arasında paylaşıldı. 1200 lerde kralın yetkileri azalarak iktidar Kiliseye geçti. Bu süreç 1813 lere kadar devam etti.
Ulusal süreç ve liberalizm
Napoleon savaşlarından sonra Danimarka zayıf düşmüş bir Kralıktı. Büyük Britanya ve Norveç kapılarını Danimarkaya kapatarak Danimarkayı büyük bir ekonomik krize sokmuşlardı.1834 yılına kadar süren bu kriz bu yıllardan sonra yavaş yavaş düzelmeye başladı. Ticaret ve yatırım giderek gelişti ve ekonomik durum düzelmeye başladı. 1830 larda başlayan liberalizm rüzgarı Danimarkayı da etkileyerek halk iktidarına doğru ilk adımlar atılmaya başlandı. Halkın seçme ve seçilme hakkı ile sonuçlanan liberalizm rüzgarı Danimarka da gelişerek hız kazandı. Fakat bu haklar bütün halkı kapsamadı. Bölgelere göre değişiklık göstermeye başladı.
Liberalizmle başlayan yeni süreç
Danimarka da liberallerin güçlenmesiyle hak ve özgürlük şiarları Danimarka egemenliğinde olan halkları harekete geçirdi. Almanca konuşan Slesvig´lerın ayrılması süreci hız kazandı.1842 de Slesviglerın ayrılması gündeme gelidi ve tartışmalar bütün ülkeye yayıldı. 1845 yılında Danimarka, İsveç ve Norveç liberalleri birleşerek kuzey bölgesi liberal birliğıni oluşturdular..
Dışardan gelecek saldırılara birlıkte cevap verilecekti. İlk toplantı Kopenhag da yapıldı. 28 ocak 1848 de Kral yeni bir Anayasa ilan etti. Bu Anayasa Avrupada´ki gelişmelerden etkilenerek ortaya çıktı. Bu yasaya göre Slesvig ve Holstein almanca konuşan bölgeler özel bir statüye kavuştu. Kurulan yeni liberal hükümet,Holsteinın kendi Anayasasını kabul etti fakat Slesvigın Danimark Anayasası içınde yönetilmesini karar altına aldı. Slesvig bölgesi buna itiraz ederek başkaldırdı. Danimarka ise bu başkaldırıyı şiddetle bastırdı. Almanlar Danimarkanın bu düşmanca saldırısını kınayarak askeri cevap vermeyı onayladı ve Danimarkaya savaş açtı. Almanlar Slesvigi alarak Danimarka nın içine kadar girdiler. İsveç başta olmak üzere Rusya ve İngiltere hemen almanların geri çekilmesini ve Danimarkanın da yapılacak bir barışa hazır olmasını ileri sürdüler. Danimarka bu bölgeleri Almanya´ya vermeye zorlandı. Yenik düşmüştü ve Almanlar Danimarkanın içındeydiler.Yapılan anlaşmayla Slesvigın belli bir kesimini çoğunluğu danimarkaca konuşan kesimi elde tutmayı başardı.
Danimarka 1850 de yeniden bu bölgeleri geri almak için Almanya ya savaş açtı. 2 ağustos 1850 de Londra´da yapılan barış anlaşmasıyla durduruldu. Toplantıya Fransa, Rusya, İsveç, Norveç, İngiltere katıldı ve Danimarkanın parçalanamayacağını ilan ettiler. 1848 de milliyetçi liberallerın önerisi üzerine iki kamaradan oluşan bir parlemento ile genel oy hakkı kabul edildi. Fakat halen bu seçme ve seçilme hakkı erkeklere veriliyordu. Bütün erkeklere bile verilmiyordu. 30-40 yaş arası ev sahibi erkeklere tanınıyordu.
1852 de yeni hükümet Slesvigi danimarkalaştırma girişimine karşı almanca konuşan bölge Danimarkanın bu uygulamalarini red etti. Buna karşılık yeni hükümet Slesvig ve Holsteinın kendi parlemontoları olacağı ilan etti ve sorunların birliktenligini ortaklaşa kabul ettiler. 1863 te Danimarka hükümeti bu hakları yasaya bağlanmasını göndeme getırdi. 1858 de bu bölgeler Almanyanın yardımiyla kendi parlemento ve parlemento nezdinde kendi anayasalarını kabul ettiler. 1863 te Danimark hükümeti yeniden Slesvigin Danimarka yasalarıyla, Holstein in ise kendi lokal yasaları ile yönetileceğı önerisini ileri sürdü. 1864 yılında Almanyanın savaş açmasıyla yeniden savaş başladı. Avusturya imparatorluğun yardımıyla Almanya savaştan galip çıktı. Bir daha Londra´da barış anlaşması toplandı. Slesvig bölgsi bu antlasmayla parçalandı. Danimarka bunu kabul etmedi ve savaş yeniden başladı. Fakat sonuçta Danimarka Holsteini ve Slesvigi tümden teslim etmeyi, Vıyana anlaşmasıyla kabul etti.
Bu süreç Danimarkayı çok etkiledi. Çünkü ülkenin 3 te biri elden gitmiş aynı zamanda da 1 milyona yakın nüfusunu kaybetmişti. 1864 ten sonra artık liberaller prestijini kaybettiler. Konservatif güçler liberallerın yürürlükte olan anayasasına karşı çıktılar. Seçimleri kazanan konservatif güçler anayasayı ve seçim kanunlarını değiştirerek merkezileşmeyı güçlendirdiler.Ülkede ekonomik canlanma başladı ve bu canlanma beraberinde politik canlanmayı da getirdi.1870 lerde Sosyaldemokrat parti´nın yanında Halk partisi ve Birlik Sol partileri kuruldu. Slesvig ve Holstein bölgelerin geri alınması istemleri yeniden canlandı.1870 te Fransızların yenilgisiyle sonuçlanan Alman -Fransız savaşı, Danimarkayı yakından etkiledi.
Danimarka silahlanmaya hız verdi. 1901 de sol partiler seçimleri kazanarak hükümet oldular. Sol hükümet iki büyük reformu gerçekleştirdi.Vergi ve Kilise reformları olarak adlandırıldılar. 1905 te sol radikal hükümet sosyal reformu da gerçekleştırdi ve ordu yerine sınır muhafızları yasasını yürürlüğe koydu. Almanya Ingilterenın Danimarkaya girmesi halinde müdahele hakının olacağını ilan etti.1909 da hükümetın silahlanmaya ve orduyu güçlendirmeye başlamasıyla halkın tepkisini aldı ve hükümet düştü. Fakat buna rağmen orduyu yeniden duzenledi. Sol hükümet aynı zamanda seçme hakkı yaşını 25e indirmeyi başardı. Kadınların belediye seçimlerıne katılma hakkını getirdi.
İskandinav süreci
İlk başlarda Iskandinavya´da dil, "skandinav" olarak adlandırılıyordu. Bu tanımlama nın temelinde Iskandinavyanın tekliği düşüncesi yatıyordu. Danimarkalılar, İsveçliler, Norveçliler ve İslandlılar ortak bir dilde ortak bir kültürde ve ortak bir tarihsel süreçte birleştiklerini ilan ediyorlardı. Bu birlik sadece dil ve kültürde değil aynı zamanda giderek ortak bir politik platformda buluşmayı da amaçlıyordu. Başka bir açıdan da kardeş Iskandinav halkları arasında artık savaşın olamayacağı anlayışının hakim kılınmaya çalışıldığı bir dönemdi.
Bu düşüncelerin başını Danimarka çekiyordu. Çünkü Danimarka Slesvig ve Holstein sorununda Alamanlarla çelişki içindeydi. Bundan dolayı Danimarka Almanlara karşı İsveç ve Norveçin yardımını arzuluyordu.
Bu aynı zamanda yeni bir kuzey ülkeleri politik birliğinın oluşmasının zeminini hazırlıyordu. 1829 da Iskandinav ülkeleri kısaca belirtilen bu koşullarda yaşıyordu. Bu birlik düşüncesinin temelinde Götisizmin romantikleştırlmesindeki rolünü oynayan kuzey tarihçesinin kahramanları Vikinglerde birleşmekte yatıyordu. Aydın ve milliyetçilerın ileri sürdükleri bu düşünceyi aslında hem Danimarka hem de İsveç kralları tarafından destekleniyordu. Bu düşünceyi güçlendiren ve İskandinav kralları tarafından 1856 da "kılıçlarımız ortak savunmamız için hazırdır" dedikleri bir dönemde gelişme gösterdi.
1848-1850 yıllarında Almanya.ile Danimarka arasında Slesvig ve Holstein anlaşmazlığında çıkan savaşta, skandinavizm önemli bir rol oynadı. Çünkü İsveç milliyetçileri Danimarkanın yanında yerlerini alarak Almanya ya karşı savaştılar. Buna da Iskandinav dayanışması dediler. İsveç, milliyetçilerın dışında kralın ve parlementonun aldığı askeri yardımı sadece sözde kaldı. Pratıkte ise bu sadece bir gösterişten ibaret kaldı.1864 te Almanya Danimarkaya savaş açtığında ve Slesvig ve Holsteini aldığında Isveç Danimarkaya verdiği sözü tutmadı.
Bu birlik düşüncesi sadece Iskandinavya ülkeleri arasında bir savaşın cıkmasını önleyen önemli bir etken oldu.
Birinci dünya savaşı ve sonrası
Danimarka 5 agustos 1914 te savaşın içine çekildi. Fakat aktif olarak bir tarafı tutmadı. Hem Ingiltereye hem de Almanyaya ticareti hızlandırdı. Bu süreçte Danimarka bir çok zengini yarattı. Devlet de bu savaştan yararlanarak kazanç elde etmeye çalıştı.
1919 da Versaille barış anlaşmaşıyla, ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayin hakkı ilkesi temelinde, 1920de Slesvig ve Holstein de genel seçimler, (referandum) yapıldı ve buna göre Slesvig´ın kuzey bölgesi yeniden Danimarkaya devredildi. Demokratik bir referandum yapıldı ve yıllarca ulusal ve etnik temelde yürütülen savaş´a son verdi ve uluslarin özgür isteklerine koşullar elverdiği için kulak verilmesini zorunlu kıldı. Bu aynı zamanda UKKTH nin pratikte uygulamasının ilk örneklerinden biri idi ve başarılı bir uygulama olarak tarihte yer alacaktı. Eğer Almanya olmasaydı tabii ki Slesvig ve Holstein kendi kaderlerini özgürce tayin etme koşullarını hayata geçirmekte zorlanacaklardı ve belki de bunu uygulamayacaklardı. 1. dünya savaşı ve uluslararası objektif koşullar bu iki ulusun kendi kaderlerini kendilerinin tayin hakkını olanaklı kıldı.
İkinci dünya savaşı
1 eylül 1939 da Danimarka tarafsız olduğunu dünyaya deklere etti. 4 nisan 1940 ta Danimarkanın Berlin konsolosluğu, Almanyanın Danimarka ya ve Norveçe gireceği kararı aldığını hükümetine bildirdi. 9 nisanda Alman orduları Danimarkaya saldırdı. Bu saldırının amacı aslında Norveçe kadar gitmekti. Almanlar hiç bir engelle karşılaşmadan Danimarkaya girdiler. Danimarka hükümeti Almanyayı kabul etmek zorunda kaldı. Almanya Danimarka hükümetinın halkın karşı çıkışlarını duramadığı gerekçesiyle hükümeti düşürdü ve sıkkı yönetim ilan etti. Danimarkaya yerleşmiş yahudilerın sürgünü göndeme geldi ve çoğu Danimarkadan kaçak yollardan İsveçe kaçmayı başardılar.
İsland İngilizlerın himayesine girdi ve Alman hakimiyetinden uzak kaldı. 1940-1941 de Amerikalılar adayı İngilizlerden devraldı. 1944 te de İsland Amerika egemenliğinde bağımsızlığını ilan etti.
Danimarka Ikinci dünya savaşın´dan sonra, Nato ya ve Birleşmiş Milletlere üye oldu. İskandinav ülkeleri arasında ilk olarak Danimarka o zamanki ismiyle Avrupa Birliğine 1973 yılında üye oldu.
Danimarka nın hakimiyetınde olan Far adaları ıle Grönland geniş özerkliğe sahip adalardır. Grönland refeandum sonucunda AB ayrıldı. Danimarka referandum sonucu Euro para birimini kabul etmedi. Bu konuda Iskandinavyada azınlıklar bölümünde genişçe değinilecektir. |
|