|
|
|
Nezir Akat: Ulus ve çözüm araştırması-5 |
2009-07-10 10:23 |
Nezir Akat info@mediakurd.com |
|
İskandinav ülkeleri genel olarak Kuzey ülkeleri, Avrupa Birliği yasalarından da esinlenerek azınlıkları ve azınlık hakkları tanımını yapmaktadır. İsveç bunu kısaca aşağıda yazıldığı gibi kabul etmektedır.
1. Kendisini bir birlik olarak tanımlayan ve toplumda dominant olmayan bir halk grubu: Grup olma kararı sadece sayısal bileşime bakarak değil. aynı zamanda zorunlu olarak grubun kendi içindeki strukture ve dayanışmaya da bağlıdır.
2. Dinsel, dilsel, geleneksel ve kültürel bağlılık: Bir grup olmak için en az bunlardan birisinin olması koşullu ile çoğunluktan ayırt edici olması zorunluluğu.
3. Yaşadıkları ülkelerle tarihsel ve uzun bir birliktenliğe ve geçmişe sahip olma: Kesinleşmiş sayısal tarih verilmezken bu gurup, azınlık olarak kabul edilmesi için en azından 1900 lerden önce bu ulkede yaşamaya başlamış olması koşullunu getiriyor.
Bunun dışında Avrupa Birliği, yasal ve temel haklar konusunda devlet başkanları tarafından imzalanan 2000 yılındaki anlaşmaya uygun olarak çok kültürlülüğe ve çok dilliliğe saygıyı zorunlu kılan koşulların kabulünden de kaynaklanıyor. Bu saygı sadece Avrupa Birliğinın resmi olarak konuştuğu 20 resmi dili kapsamıyor. Bunun dışında Avrupanın ve Birliğin değişik bölgelerinde konuşulan bölgesel diller ve azınlık dillerini de kapsıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde 50 milyon nüfusu ile 150 bölgeyi kapsayan azınlık dillerinin olduğu söyleniyor. Burada bir çok dillerın lehçeleri de dil olarak kabul edildiği görülebiliyor. Çünkü Avrupada artık lehçelere de dil denmeye başlandı.
Avrupa birliği azınlıklar kategorisini şöyle açıkliyor:
1. bir bölge dilinin bir çok üye ülkelerde konuşuluyor olması: Bunların içınde Basklar, Bretonlar, Katalonlar, Frısonlar, Sardonlar ve Walonlar sayılabilir.
2. Bir ülkede sadece bir azınlığın konuştuğu dil fakat bu dilın başka bir ülkede resmi dil olması: bunlara örnek olarak, Almancanın Danimarkada, Danimarkanın Almanyada, Fransızcanın doğu İtalyanda(aostavadisi), Macarcanın Slovakyadaki gibi ve benzerleri.
3. Hiç bir bölgeye bağli olmayan diller: Romani, Jıddısch(yahudi dili) veya Ermenice gibi diller. Bölge ve azınlık dilleri resmi dillerın diyalektlerini kapsamiyor. Yabancıların sonradan gelmiş ve konuştukları dilleri de kapsamıyor. Türkçe, Arapça, Kürdçe Somalia, Farsça ve benzeri diller.
Bölge ve azınlık dilerinin korunması ve geliştirılmesi için Avrupanın kültür mirası olarak muhafaza edilmesi amaciyla 1987 de Avrupa Konseyinde ele alındı. Sonuç olarak azınlıklarla ilgili ortak bir ağ kuruldu. Bu ağ aracılığıyla kultür değiş tokuşu ve enformasyon alış verişine ağırlık verildi. Üç merkez oluşturuldu. Friesland-Katalonya ve Wales. Üçüsü de bölge dillerini konuşurlar. Katalonların Barselonadaki merkezi dil konusundaki yasaları düzenlemek Fries merkezi ise azınlık dillerinin eğitimini düzenlemek, Wales merkezi ise wales universitesının yapacağı azınlık dillerinın araştırması ve basın yayın görevini üstlendiler. Bunlar sadece birer örnek olarak verilmiştır.
Bu tanımlama ve açıklamalar ışığında Kuzey ülkelerınde ulusal azınlık sorunları:
SAMERLER (LAPONLAR) veya SAMER ÜLKESİ
İsveçte Samerler
Isveç´te azınlıkların uzun bir tarihi geçmişleri vardır. Azınlıkların başında İsveç´lilerın "Lapland" Lapların Ülkesi olarak adlandırdıkları Samer halkı gelmektedır. Samerler sadece Isveçte değil aynı zamanda Norveç, Finlandiya ve Rusya arasındaki bu dört ülke kavşağında yaşayan kuzeyın en eski halklarından birisidır.
Samer halkı Kuzey ülkelerinde kendi azınlık haklarına kavuşmuş dilini, kültürünü geliştirmek için de bir ulusal kimliksel dayanışmayı sürdürmektedır.
İsveç devleti tarihi perspektif bağlamında ilk etaplarda, Samerlerin haklarını ekonomik koşullar çerçevesinde tanımlıyordu. Samerlerın yabani geyik yetiştırme hakkını garantilemeyi hedeflemişti.
Isvec devleti, Lapland bölgesinde -İsveçin kuzeyıne düşüyor- toprak üzerindeki geyik yetiştırme hakkını bu halk grubuna ait olduğunu kabul etmişti. Şimdi Isveç belli sınırlar içinde Samerlerın bu hakkını kabul etmiş durumdadır.
Ekonomik hakların dışında Samer halki sadece İsveç´te değil Norveç ve Finlandiya´da da politik kimi hakları elde etmiştır. Samerler, laponca yani Samer dilinde 10 a yakın lehçeyi konuşuyor. Bu on lehçeden 5 lehçenın İsveçte konuşuluyor olmasına karşılık, İsveç devleti Lapland bölgesinde laponcayı Birlesik bir dil olarak kabul edip(bütün lehçeleriyle), bu bölgeyi azınlık bölgesi Samer Bölgesi olarak kabul etmiştır. Bütün lehçelere rağmen İsveçın yanında Finland ve Norveç de laponcayı ayrı lehçelerden oluşan birleşik bir dil olarak kabul etmişlerdır.
İsveç ulusal devlet olmadan önce, Samer´lerin (laponlar) ve Isvecliler´in gecmisten gelen uzun bir birliktenlikleri vardır. İsveç halkı Samerleri sadece geçmiş beraberlikleriyle değil aynı zamanda geleceğin beraber iki halkı olarak görüyor.
Bir dilin gelişmesi ve düzene girmesi için bu dilin kullanılması zorunludur. Kullanılmayan bir dilin gelişmesi düşünülemez. Kültürlerın ve geleneklerın toplumsal yaşama katkı sunabilmesi içın o toplumda yeri olması, saygı duyulması zorunludur.
İsveç 1998-1999 de azınlık haklarıni yasallaştırdı. Isvec azınlıkları 5 grupta topluyor. Bu grupların ıçınde laponlar da yerini almaktadır.
Bu azınlık grupları, yasal olarak ulusal azınlıklar olarak kabul edilmeketedırler. Bunlar Samerler, İsveç Finleri, Tornedalinler(bunlarda Fince konuşan başka bir halk grubudur), Romer (Romlar), ve Yahudilerdir.
İsveç kendisini çok kültürlü, çok etnisiteli ve çok dilli bir toplum olarak tanımlıyor. İsveçte her dört kişiden biri Isveç dışında doğmuş anne ve babadan gelmektedır. İsveç´e göçetmiş yabancı grupları bu 5 ulusal azınlığa karşılık onların azınlık statüleri yoktur. Çünkü bu gruplar ulusal azınlık koşullarını yerıne geiırmemektedirler. Yukarıda anlatıldığı koşullar.
Bu tarihi karar 5 ulusal azınlğın ulusal demokratik haklarını kabul etmek, dillerini ve kültürlerini geliştirmek için koşulların oluştuğunu ve geçmişte kalan İsveç azınlık politikasının doğru olmadığı ve bundan dolayı da bir özeleştiri niteliğini taşıdı, yetkililer tarafindan ve yazili olarak dile getirildi. Bu, ulusal azınlıklar ve butun Isvec halki için ulusal bir tarihi karar olarak adlandırıldı. Bu kararla hükümetin bundan ötesi artık asimilasyoncu bir politikanın son bulduğunu ilan etmesiydi.
Hükümet bütün ulusal grupların kendi dillerini ve kültürlerini korumaları ve geliştirmeleri önemine dikkat çekiyor ve azınlıkların kendi ulusal kimliklerine sahip çıkmaları için yasal koşulları sağlıyor.
Burada önce öne çıkan ve uygulanması zorunlu olan azınlık dillerinde basın yayın(TV, radyo, gazete) ve kimi dini ibadetlerın ve kültürel etkinliklerın desteklenmesi ve geliştirılmesi söz konusu olmuştur.
Samer kültürünün birer parçası olan ren geyiği bakımı ve yetişimi ile bu halkin kendisine ait eski dinleri olması, ulusal elbiseleri ve müziği, yemeği ve en önemlisi samer kimliğini öne çıkaran dilleri ile samer halkı kendi bölgesinde, kendi meclisleri ve politik partileriyle İsveç toplumunda saygı gören, sayılan bir ulusal topluluk olarak bilinir.
Lapon- samer dili Fince-ugrice kökeninden gelme bir dil olup süreç içinde değişikliğe uğrayarak özel bir ulusal dil olarak ortaya çıkmıştır. İsveçin kuzeyınde yaşayan bu halkın laponca dilinın 5 lehçesi konuşuluyor. Bu lehçeler birbirine yakın lehçeler olup tek dil olarak kabul ediliyor. Bu halkın ikinci bir özelliği de bölgenin en eski halklarından olması ve kendi ulusal toprakları üzerinde yüzyıllarca yaşamış olmasıdır. Bununla bağlantılı olarak İsveç parlementosu 1977 de aldığı bir kararla Samer halkını en eski bir halk olarak ilan etmesiydi. Nüfus olarak Samerler 15-20 bin arasında gidip geliyor. Kalıcı olarak kaldıkları yer ise iki bölgeyi- İdre, Dalarna ve Kiruna arasındaki bölgeleri kapsıyor. Bunlardan 2500 kişi sadece ren geyiği yetiştirmesi ile uğraşırken diğerleri de bölgenın ve ülkenın değişik yerlerınde başka işlerle uğraşıyorlar. Samerlerın dağınık yaşamalarını zorunlu kılan kimi ekonomik koşullar onların bölgesel ulusal özerkliklilerini etkilemelerine rağmen gereksizliğine bir koşull olarak kabul edilmiyor.
Laponlar zaman içınde değişik biçimlerde örgütlenmişlerdır. Eskiden "siida sistem" adı altında bir örgütlenmeye gitmiş,ve ortak kararlarını bu örgütlenme aracılığıyla veriyorlardı. Daha sonraki zamanlarda ise diğer değişik örgütlenme biçimlerine başvurmuşlar. Bunlar arasında dernekler, köy örgütlenmeleri ve partiler şeklinde gelişme göstermişlerdır. Etnik temelde politik partiler ve demokratik örgütlenmelere giden Samerler değişik tipte parti ve derneklerden oluşan ortak örgütlenmelere-federasyonlara da önem vermişlerdir. Türkiyede Kürd kimlikli parti kurmanın yasak olduğunu hatırlatır, bunun demokratik ilkelerle bağdaşmadığını sömürgeci bir yaklaşım oldugunu vurgulamak gerekir.
İsveç kiliselerinde kendi bölümleri vardır.
1989 da İsveç Samerleri kendi bölge parlementosunu kurmak için hükümetle diyaloga girdiler. O zaman Finlandiyada ta 1973 ten beri Samer halki kendi ulusal parlementosunu kurmuştu.
Bunun örneğini İsveç´te de kurmak istiyorlardı. İsveç´te parlementolarını kuran Samerler 1993 te parlemento seçımlerine katıldılar. İlk olarak "Sameting" adı altında bir meclis oluşturdular. Meclisin merkezi Kiruna olmak üzere Şubeleri Jokkmokk, Torneby ve Östersund olmak üzere üç yerde açıldı. Meclis veya polıtik organ olarak Sameting, halk tarafından seçilen adaylarla yönetiliyor. yaklaşık 6000 seçmenın oy verdiği 31 milletvekilli bir halk meclisidir.
Bu hem halkın seçimi ile oluşan meclisi hemde devlet nezdinde resmi bir devlet kuruluşu olarak kabul ediliyor. Temel görevleri arasında, Samer kültürünü yaşatmak ve geliştirmek, Lapon topluluğunu örgütleyıp toplumsal gelisme ve yunetme planını hazırlamak, ve Laponcayı geliştirerek onu eğitim diline çevirmek gibi tarihsel görevleri oluşturur. Meclis 31 milletvekilini –üyesini- bir çok Lapon partilerinden seçiyor. Demokratik bir seçim sonucunda ya koalisyon yada bir partinın çoğunluğuyla bir yetki ve yürütme organı seçiliyor.
Aynı yıllarda Norveçte de 1989 da Lapon meclisi açıldı. İsveç Lapon meclisinın açılımını İsveç Kralı Carl Gustav XVI tarafından 26 ağustos 1993 te Kıruna belediye binasında yapıldı.
Bu meclisin iki niteliği çelişki içındedır ve Samerler bu çelişkiden rahatsızlıklarını açıkça dile getirmektedıiler. Bu yasal olarak bir halk meclisi olmasına ve halk tarafından seçimlerle oluşan demokratik bir politik organ olarak kendi içinde bağımsız olmasına rağmen diğer yandan hükümetten sorumlu bir devlet dairesi gibi işlev görmesi çelişkilidır. Bu meclis genelikle öneri mekanizması gören ve halk hizmetlerini düzenliyen bir organ gibi çalışıyor olması rahatsız edici bir durum yaratıyor. Otonom bir halkın meclisi gibi bir yetkiyle donatılmış değildır.
İsveç parlementosu ve hükümetince özel yönetmeliklerle yönetilen bir organ gibi çalişiyor. Fakat diger yandan bu meclis kulturel ve ekonomik alanda kendi bagimsiz kararlarini verebiliyor. Bir butcesi olan bu Meclis, dil ve kultur sorunlarinda bağımsız karar alma yetkisine sahiptir.
Fakat önemli olan bu meclisle İsveç parlementosu Samerlerın ayrı bir ulus-etnik halk- olduğunu kabul etmesi ve buna uygun örgütlemeleri kabul etmesidir. İsveç yasalarınca Sameting-meclis- otonom bir organ olarak kültürel ve ekonomik konularda karar alabileceği ve geliştirebileceği bir meclistir. Bugün açık olarak Samerler kültürel özerkliği olan ve ileriki aşamada tam otonom bir yapıya kavuşmak için mücadele eden, ve kendi örgütlenmesi olan bir halktır. İsveçin ve laponların toplumsal gelişimi Samerlerın tam bir bölgesel özerkliğe kavuşması koşullarını yaratıyor. Bundan hiç bir taraf rahatsızlık dumuyor, aksine her taraf bu koşulların olgunlaşmasını etkiliyor. Bugünkü mecliste 9 lapon partisinden seçilen 31 millet vekiliyle en fazla oy alan Samelandspartiet-lapon ülkesi partisi- ve diğer iki partiyle koalisyon temelinde çalışmalarını yürütüyor. Kadın adayların sayısı % 25 tir. |
|
|
|
|
Nivîskarê Mêvan |
|
|
|
|