|
Nezir Akat: Ulus ve çözüm araştırması-6 |
2009-08-05 13:13 |
Nezir Akat info@mediakurd.com |
|
Kısaca bir tarihsel geçmiş-Norveçin İsveçten ayrılması
Bu bölümde kısa da olsa Norveçin tarihsel geçmişine bir göz atmamız ve ulusların kaderlerini kendilerinin tayin hakkının barışçıl yoldan elde edilmesinın en önemli bir örneğini oluşturan Norveçin ayrılmasını da anlattıktan sonra Samerlerın ulusal yapılarına ve bugünkü durumlarına değineceğim. Vladimir İliç Lenin UKKTH izah ederken üzerinde önemle durduğu, barışçıl yollardan bağımsızlığını kazanan ve uluslara örnek olabilecek bir çözüm olarak ileri sürdüğü Norveç olayına da değinmek istiyorum. Daha UKKTH nın henüz uluslarca gerçek anlamiyla bilinmediği bir dönemde ve aslında bir örnek olarak UKKTH nın oluşturulmasında bir kaynak olan bu sorunun arkasındaki mistik olayları ve tarihi geçmişiyle kısaca ele almayı istiyorum.
Norveç 1905 yılında Karlstad adıyla yapılan anlaşmaya kadar 1814 yılından beri İsveç ile bir birlik içınde yaşıyordu. Aslında buna bir birlik demek doğru değildir. Çünkü egemen olan İsveç ve bağlı olan Norveç olması bu olayın bir günüllü birlik değil de zorunlu koşulların gereği olarak sürdürülen bir bağımlılıktan söz edilebilir. Tarihte bu konuda çok çeşitli görüşler ileri sürüldü. Norveçin bir sömüge oldugu tezi ile ilhak edilmiş bir ülke olduğu tezleri arasında gidip gelindi. İsveç ve Norveç tarihçileri ise buna bir birlik ama gönüllü olmayan bir birlik olarak tarif etmeleri sanırım hem Norveç hem de İsveç halklarının kardeş halklar olması ve güçlü bir dayanışmanın varlığından kaynaklanabiliyor olmasını çağrıştırıyor.İsveç ve Norveç bir kraliyet içınde iki ulus gibi dış politikayı paylaşıyordu.
Norveçi İsveçten ayıran nedenler neydi?
1-Bütün barışçıl çabalara rağmen Norveç, bu birliğe zorlandığını görüyordu. Bunu zorunlu bir birlik olarak tanımlıyordu.
2. Uluslararası ilişkilerde sürekli bir çıkar çelişkisi yaşanıyordu. Dışarda kraliyeti temsil etmede her zaman bir sorun vardı ve asla çözülemedi.
3-Norveç, hem dış politikada hem de ticarette ve özellikle balıkçılık alanında Isveçın kendi çıkarlarını ileri sürdüğü ve Norveçin çıkarları göz önüne alınmadığını ileri sürüyordu.
4-Bununla birlikte ulusal ve ideolojik faktörler de eklenince, Norveç kimliği, ulusal devlet anlayışından kaynaklı egemen ulus olma fikirlerinın öne çıkması ve bağımsızlık düşüncesinın giderek yayılmasını getirdi.
5- Yapılan bütün barışçıl girişimler sonuç vermeyince Norveç kendi ulusal meclisi nezdinde birliği red etti ve 7 temmuz 1905 te bağımsızlığını ilan etti.
6- İsveç, Norveçin bu tavrını red ederek halkın onayını istedi ve bir halk oylaması-referandumu- ileri sürdü. Norveç, Isveçin bu önerisini olumlu karşıladı ve halk oylamasına gideceğini açıkladı.
7- Norveç ulus olarak 13 agustos 1905 te referandum-halk oylamasına- gitti. 368 208 evet oyuna karşılık 184 red oyu ile halk bağımsızlıktan yana tavrını koydu. Böylece Norveç ulusal bağımsızlığını ilan etti ve İsveç te bunu kabul etmek zorunda kaldı.
Peki bu barışçıl koşulları oluşturan etkenler neydi?
1- Birliğin kralı olan Oskar II nın kendisini iki halkın kralı olarak görmesi ve iki halkın kralı olarak seçilmesi olayı önemliydi. Ayriyeten kralın Norveç halkıyla çok iyi bağlantıları olması da önemli bir etkiydi.
2- İsveç halkının Norveç halkına karşı savaşmaya razı olacak şoven ve ırkçı-hatta ulusal ideolojik faktörlerın çok zayıf olması-düşüncelerın olmayışı ve uluslararası koşullar Norveçin barışçıl yoldan ayrılmasını ve egemen bir ulus olarak yaşamına devam etmesini sağladı.
Uluslararası koşullar neydi?
Norveç bağımsızlığını ilan ederken küçük bir ihtimal da olsa İsveçin savaşa girmesine karşı İngiltere açık olarak görüşünü deklere etti ve savaşa karşı olduğunu bildırdi. O zaman İngilterenin İskandinavya üzerindeki etkisi büyüktü ve hesaba katılması gerekli bir güç olarak bakılıyordu. Norveçin bağımsızlığını kabul eden büyük devletler Isveçin savastan yana olan duruşunu zayıflıyordu. Norveç halkının hemen tamamının onayı vardi ve bu Uluslararası alanda önemli bir bağımsızlık dayanağı oluşturuyordu.
Kısa bir tarihsel geçmiş
1800 yılların Avrupası değişikliğe giden ve uluslaşma sürecinin hızla yayıldığı bir Avrupaydı. Bu birlik Avrupadaki gelişmelerın bir uzantısı olarak nasıl oluşmuşsa ayrılma istemi de bunun uzantısı olarak ulusal temelde ortaya çıkıyordu. İsveç kralı 1809-1818 yıllarında kendi erkek çocuğu olmadığı için Napoleonun en yakın adamlarından birisini adopte-evlatlık-etmişti. İsmi Jean Babtiste idi. İsveç bunun ismini değiştirerek Carl Johan olarak koydu.
İsveç kralı Carl XIII Fransayla birlik içinde 1808-1809 da İsveçten ayrılan Finlandiyanın Rusyadan geri alınması için hazırlık yapıyordu. Fakat Fransızların Danimarka ile bir ittifaka gitmesi, Carl XIII stratejisini değiştirmesine neden oldu. Carl XIII Ruslarla ittifaka giderek Fransız ve Danimarkaya karşı cephe aldı. Carl´ın planı aslında Finlandiyanın geri alınması değildi onun asıl planı Norveçin Danimarkadan koparılmasıydı. Bunu bilen Danimarka, Fransızların desteğini alarak buna karşı duruyordu. Fransız-Rus savaşında Fransızlar yenilgiye uğradı ve nitekim Norveç Danimarkadan ayrılarak İsveç ile bir birliğe gitti.
Savaş sonucunda Almanya(Leipzig) te 1813 te yapılan anlaşmayla, Danimarka Norveçi Isveçe vermek zorunda kaldı. Bu teslim etme olayı 1814 te Kielfreden de gerçekleşti.
Norveçin amacı ise bu arada bağımsızlığını ilan etmekti. Çünkü bu savaşta Norveç İsveçin safında yer almıştı. Norveçin Danimarkaya bağlı olması bu gerçeği değiştırmiyordu.
Fakat anlaşma sonuçlanınca Norveç yanıldığını görerek bu antlaşmayı protesto ederek karşı durdu. 17 mayıs 1814 te taraflarca kabul edilen sınırlı bir seçimle iki meclisliğin oluşumu kabul edildi. Fakat Norveç kralı Kristian Fredrik tek krallığı kabul etmiyerek Norveçin kralı olduğunu ilan etti. Bu aynı zamanda bir bağımsızlık ilanıydı. Isveç kralı Carl bunu kabul etmiyerek Norveç kralına savaş açtı. İki hafta süren sınırlı bir savaştan sonra Norveçin bir kenti olan Moss ta yapılan anlaşma ile iki ülkenın kralı(Isvec kralı olan) Carl XIII seçildi. Böylece Norveç ve İsveç, İsveç kralı Carl XIII yönetiminde iki meclisli bir krallıkla yönetilecekti. Norveçın bu birlikte, dış ilişkileri olmadığı için temsilcilik İsveçe kalıyordu. Böylece İsveç birliği-krallığı -temsil ediyordu. Carl Johan Adopte edilen çocuk, 1818 de İsveç kralı seçildi. isim olarak da Carl XIX Johan olarak belirlendi ve 1844 te kadar tahta kaldı.
Norveçte Samerler
Samerler nüfus olarak çoğunluğu Norveç parçasında yaşamaktadır. Nüfus olarak 40 bin ile 45 bin arasında değişmektedir.Yüzyıllık bir asimilasyoncu Norveç politikasının değişmesiyle Samerlerin durumunda da radikal değişiklikler gündeme geldi. 1980 lerde Samerlerin ardarda aralıksız olarak sürdürdükleri yasal ve demokratik hak arayışları 1984 yılında kurulan bir devlet araştıma komitesinın oluşmasıyla sonuçlandı. Bu komite yaptığı çalışmalar sonucunda hükümete 1984 yılında verdiği öneride Samerlerın kendi meclilerini kurma hakkını tanıyordu. İsveçteki ismiyle Sameting -lapon meclisi-olarak belirleniyordu. Böylece Samer Meclisi oluşturuldu.
Norveç Samer Meclisi bütün çabalara rağmen ancak 1989 da yürürlüğe girdi. Norveç Samer Meclisi, Isveç Samer Meclisi kadar statüsü belirlenmemişti. Fakat Bu meclis hem seçmen bakımından hem de ekonomik olarak Isveçinkinden daha kapsamlıydı. Statüsü net olarak belirlenmemiş olmasına rağmen hükümete bağlı bir organ değildır. Samerler tarafından seçimle oluşan ve halkın oylariyla seçilen temsilli bir yasal Samer meclisidir. Norveç anayasası, bütün devlet organlarının yasal zorunluluk çerçevesinde Samerlerın kendi kültürlerini, dillerini ve toplumsal yaşamsal refah düzeyini geliştırmeleri için koşulların hazırlanması direktifini veriyor. Meclisin görevleri ihtiyaçlara bağlı olarak halk tarafından belirlenir. Meclisin görev ve yetkileri Samer halkına aittir. Parlemento binası Karasjok kentindedır.
Norveçte diger ulusal azınlıklar
Ulusal azınlıklar minoritet gruplar olarak Norveç ile uzun sureli ilişkileri olan gruplardır.
Norveçte Ulusal azınlıklar bunlardır:
Yahudiler, Kvener, Rom(çingene-Romani) olarak bilinir. Romani halk gruplari(tatarlar) ve skogfinner- olarak ikiye bölunur. Avrupanın bir çok yerinde çingeneler, Tatarlar olarak adlandırılır. Skogfinnliler, Kırsal Finlandiyalılar ve Samerlerle karışmışlardır. Skogfinne-yada kırsal Finlandiyalılar ve Kvenerlerin Norveçteki yerleşik geçmişleri ve tarihsel geçmişleri, tarıma dayalı toplumsal sistemin hakim olduğu, Finlandiya ve Isveçin kuzeyinden Norveçe göç edenlerin sonucunda oluşan ulusal azınlıklardır. Bu göç olayları ta 1500 lere kadar devam eder. Kvenerlerin çoğu Finlandiyada oturmaktadırlar. Fakat Norveçte oturan Finlandiyalıların-Kvenerlerin arasinda hem fince anadilini kvence/fince yi konuşanların yanında bu grubun belli bir kesimi Norveç´çe konuşmaktadır. Buna rağmen bu kesim kendisini Norveç degil, hatta kendilerini Fin bile tanımlamayıp, Kvener, ulusal bir azınlık olarak tanımlıyorlar.
Romanilerin ilk kuzeye gelişleri 1505 lere dayanmaktadır. Fakat 1600 ve 1700 lerde Norveçe gelen Romani´ler kendilerini Romani halk grubundan ayırt etmektedir. Romani halk grubu bütün ülkeye yayılmış bir şekilde yaşarken kendilerini Rom olarak tanımlayan grup ise Osloda oturmaktadir.
Yahudiler ise hem bir ulusal hem de dini ulusal azınlık olarak kabul ediliyor. Yahudilerin Norveçe gelisleri 1851 yılına dayanır.
Diğer bir azınlık grup Samerler ki bunlar hem yasal olarak ülkenin bir azınlığı (çoğunluktan ayrı olma özellikleriyle bir azınlık) hem de ülkenin en eski halkı olması itibariyle pratikte üstünde yaşadıkları toprakların sahibi olarak tanımlanırlar. Fakat Samerler bütün kuzey ülkelerde layık oldukları haklarına henuz kavuşmamışlardır. Bu haklar arasında bölgesel özerklik en başta gelen bir istem olarak tanımlanıyor -Samerler arasinda.
Norveçin ulusal ve uluslararası antlaşmalara dayalı azınlıklarla ilgili görevleri
Norveç devleti Avrupa Birliğine üye olmadığı halde, bir çok uluslararası antlaşmalara imza atmış ve ulusal azınlıklarla ilgili kararları bağlayıcı olarak kabul etmiştir. Devletin ulusal azınlıklarla ilgili bağlayıcı kararlari bütün belediyeleri ve diğer devlet kurumları için geçerli olup bir zorunluluk taşıyor. çünkü bu antlaşmaların devlet nezdinde bağlayıcılığı ve uluslararası alanda ise zorunluluğu ön görüyor. Bölgesel politika karar altına alınırken bu antlaşmalara göre ulusal azınlıkların ihtiyaçları ön planda tutulur olmasıdır. Bu aynı zamanda bir yasal zorunluluktur.
Bu antlaşma ve konvensiyonların başında çerçeve antlaşmaları olarak bilinen Avrupa Birliği konseyi azınlık hakları ve dileriyle ilgili kararları ve antlaşmalarıdır.
Norveçin altına imza attığı konvensiyonel anlaşmalara göre, ilk başta her individ, kendisini, ulusal kimliğini istediği gibi tanımlayıp, ulusal azınlık haklara mensup olup olamayacağını kendisi karar verir. Hatta bu anlaşmaların kendisi icin geçerli olup olamayacağını da kendisi karar verir. Buna bağlı olarak başta devletin parlementosu ve belediyeleri ortak bir programlari ile amaçları olması zorunluluğu vardır. Bu amaçların arasında ilk başta yer alan ulusal azınlık dilleridir ve bu dillerden eğitimdir. Bu dillerin gelişimi ve korunması ise en az birincisi kadar önem taşır. çünkü geliştirilmeyen ve korunmayan bir dil ile eğitimin olması hem sakıncalıdır hem de olanaksızdır.
Bu azınlık dilleri arasında Samer-Laponca-, kvence/fince, Romce ve romanice olmak üzere 4 azınlık dillerini oluşturuyor. Ayrıyetten ulusal azınlıkların kendi dillerinden eğitimin yanında herhangi bir dille yapılan haksızlık-veya bu dillerden biriyle konuşan bir individin bu dilden konustuğu için bir ayrımcılığa tabi tutulması halinde- diskriminering olarak kabul edilip yasalca yasaklanmıştır.
Norveç kültürünün vazgeçilmez bir parçası olarak cok kültürlülük
Ulusal azınlıklar kendi dillerinden kendilerini ifade etme ve kendilerini örgütleme hakkına sahiptir. Aynı zamanda kendi kültürlerini geliştirme ve uygulama hakkına da sahiptirler. Her ulusal azınlık hem toplu halde hem individ olarak kendi ulusal kimliğini koruma ve tanımlama hakkına sahiptir. Butun bunların uygulanabilmesi icin ulusal azınlıkların kendilerini örgutlemelerini kolaylaştıracak maddi, kültürel ve yasal önlemler alınmak zorundadır. Hükümeti bu önlemleri almakla zorunlu kılan yasalar mevcuttur. Yasal olarak Ulusal azınlıkların kültürleri Norveçin kültürel hazinesi ve zenginliği olarak kabul ediliyor.
Ulusal azınlıklar kendi dillerini ve kültürlerini korumak ve kollamak amacıyla yayın yapma, kitap basma ve okul açma haklarına sahiptirler. Devletin bunların uygulanabilmesi ve yürürlüğe konulması amacıyla hem yasal hem de ekonomik önlemleri alma zorunluluğu vardır. Toplumsal refahtan ulusal azınlıkların yararlanabilmesi için yasal önlemler vardır ve bu toplumsal güvenliğin temel unsuru olarak kabul ediliyor.
Hükümet ulusal azınlıkların kültürleri, dilleri, dinleri ve tarihleri hakkında yapılan bütün araştırmaların, dokumanların muhafaza edilmesini ve arşivlenmesini zorunlu kılan yasal önlemleri almak zorundadır. Bu yetkiyi lokal azınlık örgütlemelere verir ve azınlık örgütlemelerin güçlenmesini uygun görur. Azınlıklar ve coğunlugu teşkil eden Norveçliler arasindaki kültür alışverişini ve birlikte çalışmasını kolaylaştıracak önlemlerin alınmasını yasal olarak öne çıkarır.
Norveç toplumunda çok kültürluluk devletin ve belediyelerin çok dilli toplumu kabul etmeleri ve uygulamalarıyla ortaya çıkıyor. Hükümet ve bağlı bakanlıklar Norveçin cok kültürlu toplumun politik yapısı, örgutlenmesi ve kendisini ifade etmesi ve özellikle azınlıkların kendilerini ifade etmeleri ile ortaya çıkacağını belirtiyorlar. Bu amaçla da ifade özgürlüğü komisyonu kurulmuştur. Bu komisyon azınlıkların kendilerini nasıl ve hangi biçimlerde en iyi şekilde ifade edebileceklerini, azınlıklarla birlikte araştırıp karar veriyor ve yasal kararların alınması için hükümete öneri veriyor. |
|