Skip Navigation Links
Kurdî » Nivîsar : imAGe: Şırnak'ta Rüzgar Islık Çalıyor!
 
imAGe: Şırnak'ta Rüzgar Islık Çalıyor!
2013-04-24 22:02

Islık çalmak için, önce derin bir nefes almak lazım. Aldığımız bu derin nefes,karnımızı bir davul gibi şişirir. Sonra dudaklarımızı büzer, dişler yardımıyla, o içimize aldığımız havayı kontrollü bir şekilde, ustaca kullanarak, makam vererek ıslık denilen eylemi gerçekleştiririz.
Bu ıslık çalma eylemi için yukarıda anlatıklarımız da yeterli gelmez.Bunlar kadar, bu ıslığın doğuş coğrafiyasında doğmak, yaşamış olmak gerekir.
Herkes öyle "ıslık çalınacak!.. Islık çal!" demekle ıslık çalınmaz.
Mesela bir Avrupalıya bunu yaptıramazsınız.
Yaptırdığınızda çok komik durumlarla karşılanırsınız.
x
22 yıl aradan sonra Şırnak"tayım.
Dile kolay 22 yıl!..
Yani 1992...
"Şırnak Basıldı" haberleri.. Gelen giden heyetler...Yapılan araştırma ve koğuşturmalar.. Devlet mi, PKK mi yaptı tartışmaları....
O günleri bilen bilir, yaşayan anlar, yaşamamış olanlar ise "Maytaplı ve mehtaplı geceler" anlar..
O günlerde; sessizlik krallığı vardı.
Alaca karanlık dağların başından şehre inince; en değme "Eskariya dünyaya hükümdar olur" yazardı.
Bazen sessizlik bile altına eder, sessiz sessiz evinin yolundu tutardı.
Cesaret zangır zangır titrer, rüzgar ölüm korkusunu terkisine alır, en yigid adamı utandırırdı.
Korku dağdan kovulunca, şehirlede karargah kurar, fabrika üzerine fabrika açmıştı.
Rüzgar bir farklı ıslık çalardı.
Türkü ve stranlar ikiz yetimleri oynardı.
Kimse de sebep soramazdı.
En beteri kimse kimsenin yüzüne bakmaz, bakamazdı, göz göze gelmez ve gözbebeklerine teğet bile bakış atamazdı.
x
İşte ben 22 yıl aradan sonra Şırnak"tayım.
Bir dolmuşun en ön koltuğunda oturmuş, her gördüğüm şeyi kare içine alıyordum.
Ne ilginç... Aylardan Nisan ve tarih 23"tü.
1 Nisan gibi 23 Nisan"dı.
Yollardaydım.
Batman"dan çıkış startını vermiş ve Hasankeyf, Gercüş, Midyat, İdil, Cizre ve Şırnak"a taziye çadırında fatihaya durmuş, Vali"yle tokalaşmış, gözü yaşlı Ana"ın ellerinden öpmüştüm.
Bir yağmur, ardından bir dolu yemiştim.
Dolu dolu olmuştum.
Bu kez gözyaşlarımı içime gömmüştüm.
x
Yattığım yerden doğruldum. Dışarı çıktım. Gökyüzüne baktım. Masmavi bir gök, pırıl pırıl bir güneş...
Şırnak"ta rüzgar ıslık çalıyor!..
Hava güneşli, rüzgar dağlardan pike iniyor.
Resmen ıslık çalıyor rüzgar!...
Peki ama bu rüzgara ne oldu?
Neden delilerin tayına bindi?
Nedir derdi?
Sonra neden ıslık çalıyor rüzgar?
x
Bir anlam veremedim.
Düşündüm. Çözemedim.
Bahçeye çıktım.
İncir ağacına sordum:
"Rüzgardır, eser eser ve geçer. takma kafana Xoca" dedi.
Nar ağacacına sordum:
"Sana haber veriyor. Ran"ın tersini düşün. Nazım"ı an, şiirler yaz, nar çiçeğini düşle, nar kadar yarin yanağını düşün..."
Üzüm ağacına sordum:
"Kızlarımın saçlarını tarıyor, damadı traş ediyor, üzüm ağacının tozlarını davetiye gibi dağıtıyor, bunu da mı anlamadın? Bu düğüne, bu dilana bir muştudur. Bu sevdaya, bu aşka bir fırsat, fitne ve fesada son çağrıdır.."
En son dut ağacına sordum:
"Nisan nazlı olduğu kadar haşindir de.. Damarına dokunmayı görün...Rüzgarı deli taylara bindirir, terkisine ıslığı alır ve çalar da çalar....Bu ıslık aslında Mayıs ve Haziran"a bir hazırlıktır.
Dutum ben, meyveye durdum. Bak şimdinden meyvelerim al al, uzan bir tane de sen al. Yarin karahibir, bal bal...Haydi sen işine ve keyfine bak. Var Xoca sen yoluna git ve Temmuz"da yine gel. Unuttun mu, oğul ve oğulların için;
Bir oğlum olacak adı: Temmuz!..
Uykusuz
Korkusuz
Beter mi beter..
Ben beynimi satarak yaşarken
O benden de proleter
Karataşın göbeğinde aşk
Karataşın göbeğinde sevda
Karataş çatladı çatlayacak
Bende bitmeyen kavga
Onda yeniden başlayacak" diyordu şair Hasan İzzettin Dinamo ve bunu sen çok güzel okurdun meydanlarda.
Şimdi yine aynı şiiri okur musun?
Sana soruyorum!..
(.)
Dut ağacı bana sordu. Ben "Dut yemiş bülbül"e döndüm.Onun için benden medet ummayın. Halim berbat.
Ben size soruyorum:
Şırnak"ta rüzgar nasıl bir ıslık çalıyor?
24 Nisan 2013
Kuzey Kürdistan- Şirnex
şûkrî Gûlmûş