|
iMAge: TE MİN NASKİR? |
2013-06-26 14:56 |
|
|
şûkrî Gûlmûş
Ya da Türkçe"siyle. "Beni tanıdın mı?"
Ülkeme, memleketime, köyüme 22 yıldan sonra gittim. Yani yeni doğanlar 22 yaşındaysa, ben onları bıraktığımda 22 yaşında olanlar şimdi 44 yaşındaydılar. Akrabalarım, arkadaşlarım ve dostlarımla buluşmanın çıtasını en alta çektim. Benimle tanışmak, görüşmek isteyen herkesle görüşmeye açık oldum. Bana selam verene "Bin selam" bir adım gelene ben, üç adım attım.
Yüzlerce, binlerce insanla görüştüm. Bana en çok sorulan soru: "Te min naskir?" Yani "Beni tanıdın mı?"
Bu soruda binbir anlam vardı. Her söyleyen çok farklı söyledi, sordu. Bazıların gözlerinin içi gülüyordu. "N"olursun, n"olursun beni tanıdığını söyle. Ben senin yeğenin, arkadaşın, dostun akrabanım" der gibiydi. Bazılarını tanıdım. Bazılarını tanımadım. Biraz hatırlatanları hemen tanıdım. Benden büyük olanların ellerini, küçük olanların yanaklarını öptüm. "Beni bağışlayın. Unutmadım ama birden çıkaramadım" dedim.
Bunu soranların çoğuyla helaleştim. Yeniden buluştum. Ancak bir tanesi hariç...
Oğlumun düğünündeydim. Başım hayli kalabaydı. Biri bana hin hin bakıyordu. "Beni tanıdın mı Hoca" dedi. Pis pis bakıyordu. Buyurgan küstah ve kabaydı. Gerçekten de tanımamıştım. "Hayır!.Tanımadım" dedim. "Tanımazsın tabi... Kışına bir kaç job yedin, Avrupalara gittin elbette beni tanımazssın" demesin mi? Cinlerim zaten tepemde cirit atıyordu. Ona baktım ve "Bana bak, terbiyeli ol. Sen kime kıçına bir kaç jop yedin diyorsun!.. Sen benim ne hallerle Avrupa"ya çıktığımı, neler çektiğimi biliyor musun? Sonra seni illede tanımak zorunda mıyım?" dedim. Bozuldu hergele. Yeğenim yanaştı. "Dayı bu bizim bölge müdürümüz...." der demez anladım ki bana havaatmak istiyor. "İyi iyi belli oluyor. Müdür olduğunu söylesiydi ya.. Ben hiç bir müdür, amir ve böyle buyurganı tanımam.. Hadi işine baksın. Bu düğüme de, böyle kompleksli adamı ne ben davet ettim nede böylesi boş beyinlileri davet ederim. Bereket benim değil, validelerin akrabasıymış müdür efendi. Ki ben düğüne valide ve hatun tarafından hiç kimseyi davet etmemiştim. Aramızda soğuk rüzgarlar esti. Özür diledi müdür. Ama özrü kabahatinden de büyüktü. Ben ona da, onunla gelene de aynı tavrımı korudum. Ve bana "Te min naskir?" Sen beni tanıdın mı?" diyenlerin hep gözbebeklerinin içine baktım. Sen beni tanıdınsa ben de seni tanırım. Efendi ol, seni tanıyayım. Çünkü en büyük kabadayılık efendiliktir.
Siz siz olun; günün birinde memlekete, ülkeye yıllar sonra giderseniz; size, "Te min naskir?" veya "Beni tanıdın mı?" diye soranlara dikkat edin. Gözlerinin içine bakın. Anamı hatırlarım bu konuda. Anam bana:
"Kurê min, li nava çavê insana binere, eğer çavqehpik bin, nikarin li nava çavên te binerin." Ey kurban olduğum anam. Fatima Rêşi. Deli ve evliya. Boşuna şairler: DOST BAŞA, DÜŞMAN AYAĞA BAKAR. PARLAT AYAKKABILARI LOSTRA OSMAN!.. DOST BAŞA, DÜŞMAN AYAĞA BAKAR, dememiş. Selam ve devamla. 26 Haziran 2013 Almanya/Essen |
|