Skip Navigation Links
Kurdî » Nivîsar : ET VE TIRNAK, ŞÊX SAİD VE ŞÊX ABDURRAHİM...
 
ET VE TIRNAK, ŞÊX SAİD VE ŞÊX ABDURRAHİM...
2014-02-27 08:28

Hani sıkça kullanılan bir söz var; ""Biz Türkler ve Kürdler; et ve tırnak gibiyiz"" derler.
Bu koca bir yalan!..
Ancak ben bu ifadeyi; Şêx Saîd ve Şêx Abdurrahim dedem için rahatlıkla kullanabilirim.
Şêx Said bu mücadeleye başladığında 60, Şêx Abdurrahim 40, benim rahmetli babam 6 yaşındaymış.

Büyük ağabey Şêx Said et ve manevî liderse, Şêx Abdurrahim tırnak ve bu savaşın kılıcıdır.
Askeri komutanı ve yılmaz bir savaşçısıdır.
Yani biri et, diğeri tırnak...

Biri manevi lider, biri pratik saha komutanı..
Kürd Ulusal ve Kurtuluş Savaşı (Yani Şêx Saîd Hareketi) her ne kadar kendisinin adıyla anılsa da; bunun bir evveliyatı ve Azadi Örgütü vardır. Onu saymadan işe başlamak imkansızdır.
Bu gerçek kadar; bu Kutsal Dava kendisinin ve refiklerinin asılmasıyla da bitmedi.
Sadece bir başka evreye girdi.
Bu evreyede Şêx Abdurrahim önderliğinde gerilla savaşı demek gerekir.

Gerilla savaşının imkansızlığı TC Devletinin gerilla dışında halka pervasız davranması, bu savaşın -şu günlerde Rojava- denilen Küçük Güney Kürdistan (Yani binxete) taşınmasına sebep oldu.
x
Şêx Said ve refikleri darağacıyla şahadete ererlerken; kulakları kirişte, elleri tetikte olan Şêx Abdurrahim 600 kişiyi bulan gönüllü gerilasıyla Piran Dağları"ındadır.

Şêx Said ve arkadaşlarının şahadet haberi gelince; o gez, göz ve arpacık ayarını yapar ve ikinci kurşunu sıkar.

TC devleti ve askeri erkanı seferber olur.
Onları zerre kadar ele geçiremezler.
Şêx Abdurrahim"in başına ödül koyarlar.
Atatürk özel emir çıkarır.
Hiç bir sonuç alamaz.

Ancak halka, eşi benzeri görülmedik- baskı ve işkencelere başvurduklarında; Şêx Abdurrahim mecburen ricat taktiğini uygular ve Küçük Güneye ( binxete) çekilmek zorunda kalır.
Orda davasını devam ettirir.

Kürd İslam Partisini kurar, tüm Kürdlerle bağlar geliştirir.
Fransızlar ile Türkler teslimi konusunda anlaşınca; o İtalyanlarla görüşür, desteklerini alır ve bir grup seçkin, çekirdek kadrosuyla ülkeye girme kararı alır.
x
Bismil Mirkulan"a kadar gelmeyi başarırlar. Burda ki maalesef- yine Dersimli ve Alevi olan binbaşı Ziya"nın ihbarı neticesinde katledilirler.

Bu konular ve daha da detaylısı, amcam Feyzi Bilgin"in YAKILAN ŞÊX kitabında vardır.
Ben bunları bir kez daha hatırlatma gereği duydum.
Çünkü ZANA AZADİ mahlasını kullanan bir insan,""Dersim’in hawarına koşan şeyh"" başlıklı bir yazı yazmış.
Kuşkusuz bugüne kadar Şêx Abdurrahim üzerine belki de ilk yazılan yazı olmasından dolayı sevindirici.
Ancak böylesine ciddi ve böylesine önemli bir konuyu ve kahramanımızı mahlasla yazmak doğru değil. Bilgiler eksik ve yanlışlarla dolu.
Sonra bu Zana Azadi kim?
Bunu sorma hakkımız var.
Dürüst ve iyi niyetliyse; sanal ve mahlasla değil, bir bir görüşür, bilgi alış-verişinde bulunur ve birbirimize destek oluruz.

Ben işin iyilik ve güzellik penceresinden bakıp, gerek Zana Azadi"yi ve gerekse bu konuya ilgi duyanları bilgilendirmek istedim.
Zaten yakında kitap çıkacak, gerek Zana Azadi gerek herkes görüş, düşünce ve önerilerde bulunabilir.
x
Bu nedenle sayın Zana Azadi"nin de yazısını aşağıya alıyorum.
Selam ve dostluk dileklerimle.
Pervin BİLGİN 26 Şubat 2014
--------------------------------
Dersim’in hawarına koşan şeyh
ZANA AZADİ 26.02.2014
Dersim...
Hani derler ya “Dersime Sefer olur ama asla zafer olmaz”.
Atalarımızın “Bêxtê Romê tineyê” (Osmanlı da vijdan yoktur.
Osmanlı barbardır,katliamcıdır) dediği Osmanlı ve mirasını devralan Türk Devleti onlarca sefer düzenledi Dersime.
Her seferinde yaktı, yıktı, katletti.
Soykırım yaptı.
Dersim ise hiç boyun eğmedi.
Hep direndi.

En son ve en büyük soykırımı(Hem fiziki hem kültürel soykırım) Dersim’in celladı CHP yaptı.

Ne adına yaptı.“Dersim çıban başıdır.
Vahşidir. Cahildir.
Aşiret ağaları var.
Dersimi uygarlaştıracağım.
Medeniyet götürüyorum” dedi.

Ne tuhaftır ki, Dersim’de soykırım yapan aynı CHP, 30 Marttaki yerel seçimde ağırlıkta Kureşan, Alan ve Yusufan aşiretlerinden birini belediye başkanı ikisini de yardımcı göstererek aşiretçiliğe oynayarak seçime gidiyor.

CHP, Dersim’de katliam yaparken aşiretleri sebep gösterir. Seçim girerken de aşirete dayanır.
Kemalist CHP, bununla da kalmadı, kalmıyor.

İnanç üzerinden, Dersim Kürt Alevisi ile Suni Kürtleri bölmek için nice hikayeler uydurdu. Şimdi de uyduruyor.

Bir dönem ABD’de bulunup ve buradan aldığı icazetle CHP’ye milletvekili olarak paraşütlenen Hüseyin Aygün’ün şarkı nakaratı gibi tekrarladığı hikaye şöyledir.
“Güya Şeyh Said, Dersimlilerle görüşmek üzere bir heyeti Dersime gönderir.
Dersimliler o heyete kurban keserler, ancak heyettekiler, “Biz Alevilerin kestiği kurbanı yemeyiz” diyerek kurbanı yemezler.
Bu durum, Seyit Rıza ve arkadaşlarının Şeyh Said Serhıldanı’na soğuk durmalarına sebep olur”.
Bu hikaye, Dersim’in celladı CHP ve zihniyetindekilerin uydurduğu kulli yalan bir hikayedir.

Hakikat tam tersidir.
Tam aksine, 1937’de, CHP tarafından Dersim’de soykırım yapılırken, Dersim, Seyid Rıza ve Alişerlerin hawarına giden biri vardır.
Bu yiğit komutan ve kahraman, Şeyh Said’in en küçük kardeşi Şeyh Abdurrahim’dir.
Yiğitliği, cesareti ve savaşçılığı ile tanınır. Bu nedenle Kürdistan halkı, O’na Şêrê Pîran(Piran’ın Aslanı) der.

Şeyh Said Serhıldanı’nın ilk kıvılcımı, 13 Şubat 1925’te Şeyh Abdurrahim’in evinde çakar.
İlk kurşunu, Şeyh Abdurrahim’in evinde atılır.
Şeyh Said, 8 Şubat 1925’te Piran’da küçük kardeşi Şeyh Abdurahim’e misafir olur. Şeyh Said’din, Türk Devleti’ne karşı Kürdistan’da bir ayaklanma başlatacağı bilgisini alan devlet, bir provakasyonla ayaklanmaya erken doğup yaptırır. Hazırlıksız yakalar.

Türk Devleti, Şeyh Abdurrahim’in evine bir üstteğmen ile bir teğmenin komutanlığında bir birlik gönderir.
“Asker kaçakları var” bahanesini atarlar ortaya. Şeyh Said derki, “Aradığınız asker kaçakları şuan itibarıyla burada değil.
Burada olsalar bile tutuklamaya kalkışırsanız, büyük bir kalkışmaya neden olursunuz”.

Türk Devleti ve müfrezesi, provakasyon planları doğrultusunda Piran’lılara saldırınca, Şeyh Abdurrahim der ki,”Pirode paşa çîno”(Vur paşa yoktur. Herkes eşittir) ve işgalci Türk birliğine ilk kurşunu atar.

Şeyh Abdurrahim’in ilk kurşunuyla, Şeyh Said Serhıldanı başlar. Yayılır.
Yenilir. Şeyh Saidler esir düşer.
Şeyh Said ile 46 arkadaşı Amed’te idam edilir.

Şeyh Abdurrahim, Serhıldan’da Maden ve Piran cephesinin komutanıdır. Serhıldan’da ve sonrasında Kürdistan dağlarından inmez.
Dağlarda kardeşi Şeyh Tahir ile birlikte gerillacılık yapar.

Şeyh Said’in şehadetinden sonra tam 12 yıl boyunca Serhat ve Kürdistan dağlarında kendisine bağlı grupla birlikte, Türk Devleti’ne karşı savaşır. Cesurdur, yiğit bir komutan ve savaşçıdır.
Başına işgalci Türk Devleti tarafından büyük bir ödül konmuştur.

Binxet dediğimiz Rojava’ya da gider.
Dersim soykırımı başlayınca Rojava’dadır.
Türk Devleti’nin, Dersim’de yaptığı zulmü ve soykırımı vijdanı,yüreği kaldıramaz.

Şeyh Abdurrahim, Binxet dedeğimiz Rojava’dan bir grup arkadaşıyla birlikte, Dersim’e doğru yola çıkar. Dersim feryat u figan içindedir.
Dersimin, Seyid Rızaların hawarına giden olmazken, Şeyh Abdurrahim “Ya pirim” der, Dersimin ve Seyid Rızaların hawarına gider.

Rojava’dan yürür, aç kalır, sussuz kalır.
Uykusuz kalır. Yol alır.
Rojavalıların serxet dediği Kuzey Kürdistan’daki Bismil ilçesi Salat Köyünün Deşta Perxane’ye(Perxane Ovası) varırlar.
Hain ve çiyanlar, ihbarlar peşlerini bırakmaz.
Takibe alınırlar.

Deşta Perxane’de mola verirken, bir ihbar sonucu Türk ordusunun bir birliğinin baskınına uğrar. Şeyh Abdarrahim ve grubu kuşatılırlar.
Toplam 11 kişidirler.
Etraflarındaki buğday tarlası ateşe verilir.
Ateşin ortasında kalırlar.
Türk ordusu, silahla da Şeyh Abdurrahim ve grubunu tarar. Hepsi oracıkta katledilir.
Dersime, Seyid Rızalara, Alişerlerlere yetişmeden, Dersim yolunda şehit düşerler.
Onlar Kürdistan topraklarında sonsuzluğa yolalırken, tarihin yaprakları 20 Temmuz 1937’yi gösteriyordu.

Türbeleri Çemê Salat’tadır.
Olur ki, Kürdistan’ın dört parçasından bir Kürdün veya Dersimli bir Kürt Alevisinin yolu Bismile, Çemê Salat’a düşerse unutmasın, Dersim yolunda şehadete ulaşan, Şeyh Abdurrahimin türbesi orada O’nu bekliyor.

Artık,Kürdistan’da inanç farklılığının ulusal demokratik birlik ve direnişinin sembolü olurlar, Şeyh Abdurrahim ve silah arkadaşları.
Pervin Bilgin