|
Barışa indirilen darbe! |
2011-06-06 15:23 |
|
|
İbrahim Malgir
Bu son zamanlardaki gelişmeler, hayra alamet değildir. Böyle ortamları yaratanlar vardır ve böyle ortamlardan istifade edenlerde çoktur. Ortamı karıştırarak, terör estirilerek, yapılmak istenen şey nedir? Neden bazı çevreler hem barıştan sözeder ve bununla birlikte, kendi isteklerini zorla dayatmaktadırlar? İstekler ne kadar masumane ve adil bile olsa, kan, gözyaşı ve tehditler üzerinde inşa edilecek hertürlü bina temelden bozuktur.
Bugün hala Türkiye genelinde, yani kuzey Kürdistan dahil, barış ortamını bozmadan ve bütün tehdit ve gözdağından uzak, hem Kürt meselesini, hemde diğer tüm meseleleri, haletmenin ortamı ve kuşulları vardır ve böyle bir durumdan istifade etmenin zamanı geçmemiştir. Bence bunun aksine davranmak, Türk, Kürt ve diğer bütün azınlıkların aleyhine işleyecek, bu nedenle herşey geç olmadan, bu maceradan vazgeçilmelidir. Öteyandan, devletinde kendi yapısını gözden geçirerek, bugünkü ayırımcı yapı yerine, demokratik, çoğulcu, adil ve hukuk devleti olma yapısına kavuşarak, bütün kargaşalara ve savaş ortamına son vermelidir.
Devletin, hukuk devleti olması, demokratik ve adil olması tek seçenektir. Mevcut örgütlerin ve bütün partilerin, barış söylemlerinin inandırıcılığı, yaptıkları eylemlerin içeriğiyle ilintilidir, yani hem barıştan sözeder, hemde şiddete başvurma, birbiriyle uyuşmayan şeylerdir. Bütün şiddet eylemlerine son verilmeden, sorunu çözmek, halkın yararına bir çözüm değildir, yani dayatmacı bir çözümdür.
Her iki temel toplumda ve bütün diğer azınlıklarda, biz ve diğerleri psikolojisi oluşmuş ve bu psikolojinin değişmesi için, devletin derhal girişimde bulunması gerekir, yani toplum bölünmüşlükten ve dışlanmışlıktan kurtulması gerekir. Yoksa joplarla ne asayiş sağlanır, nede toplumda bir birine karşı güven ortamı oluşur.
Bu seçim ortamı, şiddet ve benzeri terör ortamını geliştirebilir, oysa böyle bir şey, yani seçim ortamı, böyle bir şeye meydan vermemesi gerekir. Çünkü, bunun her zaman kolay atlatılabileceği düşünülmemelidir. Böyle bir ortamın, dahada buzulmaması için, her örgüt, her parti ve her çevrenin kendi tabanı üzerinde kontrol koyarak, ‘şiddet ortamına alet olmamaları’, çağrısında bulunmaları gerekir.
Elbette barışçıl eylemlere ihtiyaç vardır, bu gerekli ve kaçınılmazdır, ama bu eylemlerin yapılma biçimleri de, önemlidir. Mitingler hayati önem taşır ve benzeri eylemler de, aynı şekilde önem taşır, ancak bu ve benzeri eylemlerin, provakasyonlara açık olmaması gerekir. Bütün kışkırtma ve saldırganlıklardan uzak, toplumun taleplerine, kulak asma mahiyetinde olan eylemlerin yapılmasına, bir demokratik ve hukuk devletinin de, elbette bir itirazı olmaz.
Geç olmadan, şiddetin dozunu düşürüp, hertürlü teröre karşı, yani şiddet hangi taraftan gelirse gelsin, ona karşı tevır alarak, normal ortama geçiş, herkes için gereklidir.
2011-06-04 |
|